Tiroid, boyun bölgesinin ön tarafında kıkırdak çıkıntının hemen altında yerleşen ve vücut için hayati öneme sahip hormon salgılayan kelebek şeklinde bir bezdir. Tiroid nodülü ise; tiroid dokusu içinde oluşan farklı yapıda ve değişik büyüklüklerde olabilen anormal yumrular veya kitlelerdir. Yaygın görülen bir problem olmakla birlikte önemli olan bunlar içerisinde kanser olabilecek nodüllerin teşhisi ve tedavisidir.
Tiroid tedavisinde en önemli tanısal işlem nodülden yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisidir. Biyopsi sonucunda ortaya çıkabilecek dört olasılık; iyi, şüpheli, kötü ya da tanımlanamayan olarak 4 grupta sıralanır. Nodü
l iyi huylu ise ameliyata gerek kalmaz. Ancak kötü ya da şüpheli nodüller ameliyat edilmesi gereken grupta yer alır. Tanımlanamayan grupta ise biyopsilerde üç kez arka arkaya tanımlanamayan bir yapı görülürse onlar da ameliyat edilir.
Tiroid ameliyatı boynun ön bölgesine yapılan yaklaşık 4-5 cm uzunluğundaki kesi ile başlar. Önce cildin hemen altındaki ince kaslar açılarak tiroid bezine ulaşılır. Tiroid bezi bir kelebek gibi iki kanada sahip olduğundan önce bir kanat, daha sonra diğer kanat soluk borusu üzerinden ayrılır. Bu sırada tiroid bezinin hemen arkasından geçen ve ses tellerine giden sinirlere zarar vermemek ve yine tiroid bezinin hemen arkasında bulunan birer pirinç büyüklüğündeki paratiroid bezlerini de yerinden oynatmamak gerekir. Ameliyat yaklaşık iki saat sürer ve sıklıkla hasta bir gece hastanede kaldıktan sonra taburcu edilir.
Tiroid cerrahisi sırasında karşılaşılabilecek en önemli riskler kanama, kalıcı ses değişikliklerine neden olan ses tellerini uyaran sinirin zedelenmesi ve hipoparatiroidiye yol açan vücudumuzun kalsiyum düzeyini ayarlaya paratiroid bezlerinin hasar görmesidir.
Tiroid cerrahisi bu konuda özel eğitim almış ve tecrübeli cerrahlar tarafından uygulanmalıdır. Tiroid cerrahisini sık uygulayan cerrahların yaptığı ameliyatlar sonrası komplikasyon oranları daha düşüktür.